Şekil 5 : Sayısal yoğunluk verilerinden yola çıkılarak biyolojik yorumlar yapmanın yanlışlığı. Karşılaştırmalı çalışmalar yapmak, tıp ve biyoloji bilimlerinde en çok kullanılan yöntemlerden birisidir. Özellikle, herhangi bir maddenin, bir organ veya yapı üzerindeki etkileri, karşılaştırmalı çalışmalarla ortaya çıkarılmaya çalışılır. Bu çalışmalardan özellikle sinir sistemi alanında en fazla miktarda yararlanılırken, hücre sayısı veya hücrelerin birim hacimdeki sayıları (yani sayısal yoğunlukları) en fazla kullanılan parametrelerdir. Sayısal yoğunluk değeri, ancak, sayıları söz konusu olan partikülleri içeren yapının hacminde bir değişme olmadığı garanti edilebilirse, kullanılabilir. Aksi halde, sayısal yoğunluk değeri, tek başına, partikül sayısındaki değişme hakkında bir fikir veremez. A’da, herhangi bir maddenin etkisinin üzerinde denendiği bir yapı, maddenin verilmesinden önceki haliyle şematize edilmiş olsun. Aynı zamanda, kontrol grubundaki deneklerde de, yapı bu haliyle bulunmaktadır. Yapının içerisinde bulunan partiküller, birim hacimde belli bir yoğunluğa sahiptirler (çerçeve). B’de ise, maddenin uygulanmasından sonra, aynı yapı içerisinden eşit hacimde bir bölge örneklenmiştir (çerçeve). Fakat, verilen madde, hücre sayısını azaltmayıp, sadece yapının toplam hacmini (ödem vb gibi sebeplerle) artırdığı halde, aynı hacimde daha az sayıda partikül bulunmaktadır. Dolayısıyla, yapının toplam hacmindeki değişimden habersiz olan bir araştırıcı, bu maddenin, söz konusu bölgede partikül sayısının azalmasına sebep olduğu sonucuna rahatlıkla varabilir. Bu ise gerçeklerle bağdaşmadığı gibi, oldukça önemli hatalara da sebep olabilecek bir durumdur (Oorschoot, 1994’den değiştirilerek yeniden çizilmiştir).

Stereolojik Metotlara Dönüş

Ana Sayfa